24 Şubat 2015

SİGARA


Bu yazı diğerlerinden farklı olacak. Bu yazı diğerlerinden farklı bir şeyi anlatacak. Bu yazı diğerlerinden çok ama çok daha önemli olacak.

25 yaşındayım ve bu yaşa göre uzun sayılabilecek bir süre boyunca sigara içtim. Daha da önemlisi bunu bir yaşam biçimi belledim. Elimdeki sigaranın, düşüncelerime, hayatımın akışına yön verdiğini düşündüm. Bırakmaya da hiç mi hiç niyetim yoktu. İlk baskı, babamdan geldi. Çok önemliydi onun tepkisi, çünkü kızmıyordu. Sadece üzülüyordu benim için, belki doğacak torunları için. Uzun süre çabalasam da, kendime bir tarih belirleyip sonunda o gün son sigaramı içmeyi başardım. 

Gelelim neler olduğuna. Öncelikle hiçbir tıbbi yardım almadığımı belirteyim. Sadece irade. Eğer kafanızda bitirmediyseniz boşuna bırakmayı denemeyin, başaramayacaksınız. Bu süreçte elim bir kere bile sigaraya gitmedi. Çevremde içenlerden hiç mi hiç etkilenmedim. Çünkü kendime bir söz verdim ve buna ihanet edemezdim. Garip ve abartılı bulabilirsiniz bunu ama inanın sigarayı bırakmak hiç kolay değil. Bu nedenle kendinizle konuşmanız, söz geçirmeniz ve irade göstermeniz gerekiyor.

Şimdi işin bisiklet tarafına geçiyoruz. 5 senedir düzensiz beslenme ve spor eksikliği yüzünden yaklaşık 10 kilo fazlam var. Her ne kadar bisikletimi bir buçuk yıl önce almış olsam da, son 3-4 aydır çok aktif olarak kullanabiliyorum. Bunda tabi ki Emre'nin de bisiklet almasının payı var. Hatta çoğu pay onun. Gelin görün ki kondisyonumda çok bir değişiklik olmamıştı şimdiye kadar. Ciddi miktarda bisiklet sürmeme rağmen hala yokuşları çıkamıyor, düz yol tempomu artıramıyordum. Çareyi 3'lü aynakola geçip daha küçük dişli takmakta ararken, o sırada sigarayı bıraktım. İşte etkileri:

Oturduğumuz yer tam anlamıyla dağın başı. Merkezden eve çıkmak için, 2.3 kilometrelik ve %8 ortalama eğimlik ölüm yokuşunu tırmanmak zorundayız. Geçen haftaya kadar hep elimde çıktım burayı. Denemeye kalksam 10 metre sonra tıkanıyordum. Geçen hafta Emre'yle beraber tırmanırken sadece tek molayla (2 dakikalık) evdeydik. Sigarayı bırakalı 2 hafta olmuştu.

Biraz teknik kısmına bakalım. Kendimi hem Emre'yle hem de buradan geçen diğer bisikletlilerle karşılaştırmak için Strava üzerinde segmentler oluşturdum. Takip ettiğim 3 adet segment var: Umuttepe'den(üniversite) eve iniş, evden merkeze iniş ve merkezden eve çıkış. İnişleri tamamen zevk için tutuyorum ama baktım ki gerilerde kalıyorum, bu sefer pedallara asılacağım dedim ve sonuç bu: 88,9 km/h maksimum hız ve bir de KOM. Yani King of Mountain. En hızlı inen benmişim. Enerjim tükenene kadar pedal basmıştım. Normalde yarışmacı bir kişiliğim yoktur ama özel bir durumum var. Sigarayı bıraktım. Bu yüzden en ufak bir başarı bile beni motive ediyor. Bu derecenin başkası tarafından kolaylıkla geçileceğini biliyorum ama bu bile bana yetti. Geçecek olanlar için segmenti aşağıda paylaşıyorum, kapışırız yine de :)


Gelelim bayır çıkışına. Bunu yaptığıma inanamadım ama tek seferde çıktım bütün yokuşu. Sevincimi size tarif edemem. Çünkü bisiklete başladığımda yokuşlar benden uzak olsun, yürüye yürüye çıkarım diyordum. Ama sigaranın bu kadar etkileyebileceğini tahmin etmiyordum. Daha bir ay dolmadan bu yapabiliyor olmam, inanılmaz umutlandırdı beni. Bisiklete çıkamadığım günler de, en azından ter atmak için koşmayı ihmal etmiyorum. Zamanla geliştirdiğim mesafelerimi paylaşmaya devam edeceğim. Bu kayıt da burada gururla dursun:
Sigarayı bırakın dostlar. Nefes almanızın, yemeklerin tadının, enerjinizin sınırının nasıl değiştine inanamayacaksınız. Yukarıdaki resmi özellikle koydum. Sevdiklerimizle yaşıyoruz. Ailemizle, sevdiğimiz kızla-erkekle. Neden onlarla daha uzun bir ömrü paylaşmayalım? Neden her an kalp krizi geçirme riskiyle yaşayalım? Buna mecbur değiliz. Tıpkı sigaraya mahkum olmadığımız gibi. Biz bisikletliler buna örnek olalım.
Hayatınızda yepyeni bir sayfa açın. Pişman olacağınız tek şey, bunu geç yapmanız olacak! Sevgiyle ve sağlıkla kalın.
Bol Pedal'lar